5 Kasım 2007 Pazartesi

Şimdi sıra Romenler'de

Perşembe günü Roma'da ağır yaralı bulunan ve cuma günü hayatını kaybeden Giovanna Reggiani iki hükümeti ve iki halkı karşı karşıya getirdi.

Tor di Quinto, Roma'nın merkezinden az uzakta. Tam olarak ünlü ROM barakalarının içinde olduğu mahalle. Teneke, sac, tahta, eşya atıklarından yapılmış bir baraka. Saat öğle vaktini gösterirken Romanya kökenli ROM etnik yapısında olanların yaşadığı bu yer 5 polis arabası ve yaklaşık 10 polis memuru tarafından basılıyor. Aradıkları bir ROM yurttaşı ve bir de İtalyan kadın. Polisleri oraya çağıran ise 47 yaşındaki Giovanna Reggiani'yı kaçıran ve tecavüz eden Nicolae Romolus Mailat'ın gene aynı yerde yaşayan muhtemel bir akrabası.

Polis kısa zamanda Giovanna'yı buluyor ve ardından gelen ambulans onu hastahaneye kaldırıyor. Şimdi sıra Mailat'ta. Yaklaşık 1 saat sonra üzerinde evrakları olmadan ve giyislerinde kan izleri ile yakalanıyor. Mailat Romanya'da da hapis cezası almış, hafif suçlara karışmış bir ROM göçmeni. Yasa dışı bir göçmen.

Buraya kadar herşey normal ancak trajik bir suça benziyor. İlerleyen dakikalarda hastahaneden gelen haber olayı farklı boyutlara götürüyor. Giovanna'nın ilk yapılan teşhiste dövüldüğü, sürüklenerek kampa getirildiği ve tecavüz edildiği anlaşılıyor. Giovanna hayati tehlikeyi henüz atlatmış değil. Ardından da olayı İtalya gündemine getiren diğer haber; Giovanna'nın eşi bir askeri yetkili.

Olay çok kısa zamanda ağ ve televizyon mecralarında yer buluyor. İtalya başkanı Romano Prodi olay hakkında basın toplantısı düzenleyerek bu durumların bir daha olmaması için önlemler alacaklarını belirtirken Romanya hükümeti ile de temasa geçtiklerinin altını çiziyor.

Çok zaman geçmenden Demokratik Parti lideri ve Roma Belediye Başkanı Walter Veltroni Romanya hükümetini sınırlarını daha iyi kontrol etmesi ve suçluların giriş ve çıkışlarında etkin rol oynamasını talep eden bir bildiriyi Romanya'daki İtalyan Ateşeliği'ne gönderdiğini bildiriyor.

Öte yandan aynı gün ve bir sonraki gün ayrılıkçı ırkçı parti Kuzey Ligi meclis üyesi Calderoli hükümeti artan yasa dışı göçmen sayasını kontrol edememekle suçlarken faşist parti veliahtı ve Ulusal Birlik Partisi başkanı Fini ise “Sabrımız taşıyor” demekle yetinir.

Artık tüm ülkede bilen bilmeyen herkes ROM, Romanya, yasa dışı göçmen ve suç kelimelerini ağızlarına dolamış siyasi veya bireysel tepki sloganları atar olmuş durumda.

Cuma günü haber sabah saatlerinde mecralara duyuruluyor; Giovanna Reggiani hayatını kaybetmiş. Hızla çıkarılan yasa eki ilk uygulamaları ile sonuçlarını veriyor; Milano'da 4 ROM sınırdışı edildi. Bir gecede çıkarılan ancak Romano Prodi'nin açıklamasına göre uzun zamandır üzerinde çalıştıkları bu tasarı suç işlemiş ve suça eğilimli yasa dışı ama zaman zaman da yasal göçmenlerin sınır dışı edilmesini ön görüyor. Sanki İtalya'da hapishaneler tamamen dolmuş gibi. Bu işlem ardından halkın tepkisinin azaldığını umut eden Prodi hükümeti beklediği sonucu alamıyor.

Berlusconi halkı sakin davranmaya teşvik etese de “herkes nerede yaşadığını bilsin” demekten de uzak durmuyor. Kuzey illerinden Verona'da ilk fiziksel tepki; Azione Giovane(genç hareket) adlı ırkçı ve faşist siyasi grup süpermarket çıkışında bir Romen aileye saldırıyor ve duvarlara sloganlar yazıyor; “Buradan yabancılar geçemez”.

İlerleyen saatlerde Romanya hükümetinden ilk cevap geliyor; “Bükreş'te kentin meydanlarından birinde Giovanna'yı anmak için serbest yazı duvarı hazırladık ve üzüntülerimizi bildiriyoruz”.

Cuma öğleden sonra Roma'da bir Evancelist kilisesinde cenazesi yapılan Giovanna'nın yanında Parti liderlerinde askeri görevlilere kadar yaklaşık 150 kişilik bir diplomasi heyeti var. Giovanna'nın eşi ona son sözlerinde şöyle konuşuyor: “Biliyorsun bizi ailemiz nefret ve yalnız bırakma duygularından uzak büyüttü bu nedenle sabır ve hoşgörü ile senin ardından yas tutacağım”. Hem Giovanna hem de eşi İtalya'nın birçok bölgesinde yaşayan Evancelist kilisesi bireylerinden.

Cumartesi günü hızla Cumhurbaşkanı Napoletano tarafından imzalanan sınır dışı edilecekler listesinde tam 5 bin kişi yer alıyor. Roma, Milano, Napoli, Torino ve Floransa'dan listeye dahil olan yabancıların çoğu Romanya yurttaşı. Bu “tehlikeli” olarak tanımlanan kişilerin listesini Yeniden Kuruluş Komunist Partisi lideri Bertinotti ise “hükümetin yüz karasını temsil eden liste” olarak tanımlıyor.

Peki ROMlar konu hakkında ne düşünüyor? Repubblica gazetesi muhabirleri Tor di Quinto kampına gittiklerinde ortalıkta ne baraka ne de ROM görebiliyorlar. Bir kaç dakika sonra son eşyalarını almaya gelen ROMlar kamplarının sabah saatlerinde yıkıldığını söyleyip yakınmaya başlıyorlar; “Bir kişi için şimdi hepimiz ceza ödüyoruz. Biz burda iş arıyoruz Mailat yüzünden şimdi durumumuz daha da kötüleşti. Eğer böyle bir şeyi bizim annemize veya eşimize yapsaydı kesin öldürürdük onu.”

Cumartesi günü akşam saatlerinde ise ROM Kökenli Siyasi Sığınmacılar Derneği Başkanı Argint Costica bir basın açıklaması ile olaydan üzüntü duyduklarını ancak İtalyan halkının bu konuyu tüm ROMlar üzerinde genelleme yapmasının yanlış olduğunu söylüyor.

Giovanna'nın eşini arkadaşlarından başka bir askeri yetkili olan Giovanni Gumiero ise içler ürperten bir açıklama yapıyor: “Eğer devlet yetkilisi olmasaydım kendi ellerimle cezasını verirdim”. Nitekim Giovanna'nın cenazesi sırasında atılan sloganlardan biri de bunu destekliyor “Geberin!”.

Şimdi İtalya tahammül, hoşgörü, sorumluluk, saygı, zorunluluk, uyum, birlikte yaşama, genelleme yapma, ırkçılık ve evin sahipleri ile konuk kavramları ve onların tanımların arasında çalkalanan bir sürece girmiş durumda.