18 Mart 2009 Çarşamba

Avrupa'da ilk toplu göçmen grevine doğru

Yaklaşık son bir haftadır İtalya'nın belli başlı kentlerinin duvarlarında altında hiçbir kişinin, partinin veya sendikanın imzası bulunmayan farklı dillerde tercüme edilmiş bir afiş göze çarpıyor. Öte yandan aynı afiş internette bir kişiden diğerine gönderiliyor. Çağrı Avrupa'da yaşayan tüm göçmenlerin bir günlük greve gitmesini istiyor.

21 Mart Dünya Irkçılık Karşıtı Günü, Avrupa'nın bir çok kentinde ırkçılık karşıtı gösteriler, günü kutlama amaçlı eğlenceler ve kültürel faaliyetler düzenleniyor. Bu sene de herşeyin ayın ritmi ve üretkenliği ile gerçekleşmesi bekleniyor. Birleşmiş Milletler nezninde de kutlanacak olan gün bu sene farklı bir yapıya sahip olabilir.

İbadet yerlerinin kundaklanması, mezarlıkların tahrip edilmesi, gündelik sokak saldırıları ve partilerin bilindik göçmen karşıtı propagandaları son senelerde yerini kurumsal ırkçılığa bırakmaya başladı. Bazı Avrupa ülkelerinde hükümet kurabilen veya yerel/ulusal kurumsal yönetim noktalarını elde eden sağcı siyasi birey ve gruplar(Polonya, İtalya, Almanya, Avusturya, Fransa vb. gibi) göçmenlik karşıtı kararlarını Avrupa Parlamentosu'a da taşıdılar. İtalyan hükümetinin Rom ve Sinti'lerden parmak izi toplaması, İspanya'nın Fas kıyılarında toplama merkezleri kurması, AB Parlamentosu'nun yasa dışı göçmenlikle mücadele adı altında Libya'ya yeni toplama kampları inşaası için finansman sağmalası ve en sonunda gene İtalya'da ulusal meclisin yasa dışı göçmenliği suç olarak tanımlanması ve hekimlerin bu göçmenleri güvenlik güçlerine bildirmesi tekliflerinin senatodan geçmesi en son ırkçı kurumsal gelişmeler.

Avrupa'nın birçok basın biriminin adi suçlara karışan göçmenleri infazı sonrası ve sırasında kullandığı dil, bu konu ile ilgili bir çok haberin devamlı yalan olduğunun ortaya çıkması ve kanıtlanması ve bir çok basın yayın biriminin sağcı partilerden ulusal meclis ve senatolara girmesi de kurumsal ırkçılığa destek teşkil etmeye başladı.

Son zamanlarda bilhassa İtalya'da hedef alınan Rom ve Sinti göçmenlerin içinde olduğu her türlü küçük ve büyük suç olayı ardından merkez noktası olarak alınması ve böylelikle ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomik her türlü sorununun üstünün kapanması da basın birimlerinin geliştirdiği çalışma biçimlerinden biri.

Dünya Irkçılık Karşıtı Günü'nden bir gün önce 20 Mart 2009 tarihinde Avrupa'da yapılması önerilen bu grevin içinde olduğu elektronik posta “belki böyle bir grev gerçekleşmeyecek bile ama önemli olan insanları olası bir grev sonucunda nasıl sonuçlar doğabileceği üzerine düşündürmek” diyor.

Çağrı metni:


Dünya Irkıçılık Karşıtı Günü

Biz duyarlı Avrupalılar ve Avrupalı göçmenler yabancı düşmanı siyasetçilerden ve iletişim mecralarından ve onların naziler gibi her sorunun sebebinin göçmenlermiş gibi yansıtmasından bıktık. İtalya'da ve Avrupa Parlamentosu'nda alınan kararlar ülkeleri Avrupa sömürgeciliğine maruz kalmış ve Avrupa'ya daha iyi yaşam koşulları resminden etkilenerek gelen insanların suçlu olduğunu savunuyor.

Bu hatalı duruşa karşı çıkmak ve göçmenlerin Avrupa'daki sosyal ve ekonomik ağırlığını göstermek için, bu 20 Mart'ta, dünya ırkçılık karşıtı günden bir gün önce, Avrupa'da yaşayan hiçbir göçmen işe gitmeyecek, toplu taşıma aracına binmeyecek ve sinema, bar, restorant vs. gibi hiçbir tüketimde bulunmayacak.

Kendi ülkelerinden olan kişilerin çektikleri acılara destek olmak için Avrupa Birliği dışından gelen sporcular da, bilhassa futbol oyuncuları, çalışmayacak. Bir şekilde bu kurumsal sorumsuzluğu durdurmamız lazım, belki de elimizde başka bir birlik yolu, sosyal ağ ve bireysel sorumluluk yoktur.

Bizim kuklalar gibi fikirlerimizi değiştirmeye çalışanlara kim olduğumuzu ve neler yapabileceğimizi gösterelim. Yaşadığımız toplumu daha insani ve doğru kılalım.

Hem kendimiz hem de çocuklarımız için.

20 Mart 2009
Avrupa'da göçmensiz bir gün!