İtalyanların(İtalyanların diyorum çünkü bu ülkede göçmenler oy kullanamıyor) en son genel seçimlerde çoğunlukla geleceklerini emanet ettikleri sağ hükümeti güvenlik konusunu merkez edinmekten uzaklaşmış değil hala. Pek tabii ki temel insan hakları konusundan da uzaklaşmak için güvenlik konusunu göçmenlike harmanlamak lazım.
Bugün gazeteler Milano, Torino, Roma, Napoli, Verona ve birçok kentte toplam 3000 askerin ellerinde silah ile ayakta caydırıcı amaçla güvenlik görevi yapacağını açıkladı. Milano'ya gitmek üzere çoktan 300 tanesi yola çıktı. Binlerce polis ve zabıta yetmedi 5 milyonluk kente şimdi de 300 asker lazım ve sorunu çözme amacıyla en önemlisi. 300 asker diktik sorun çözüldü. Hangi sorun?
Aynı anda hükümet emeklilerden gelir durumu kötü olanlara verilen ek yardım çeklerini kestiğini açıkladı. Lega Nord(Kuzey Ligi) ayrılıkçı ve ırkçı parti temsilcileri 'hata oldu aslında yabancılara yapılan yardımları kesmek istemiştik' dedi. Elimden kaçtı gibi yani. Nedense beklenen büyük çözüm gelince yanında sessiz sedasız irili(ufaklı değil) hediyeler de gelir hep.
Göçmenlerin yarattığı güvensizlik ortamı ve onlar için angarya yaptırılan zavallı italyan çocukları ve göçmenlerin işiyle uğraşırken elinin kazası ile italyan yaşlılara kesilen ek yardım çeki. Ne kadar da sorun yaratıyoruz.
Bu arada o kesilmesi planlanan göçmen yardımları da en az 10 senedir İtalya'ya oturan ve ekonomik sorunu olan göçmenlere ek yardım verilmesini gerisine ise yardımın kesilmesini öngörüyor. 8 senedir belki bir İtalyan'dan daha fazla vergi ödemiş olmaz, çocuğunun olması, düzenli ve yasal yoldan çalışmış olman önemli değil en az 10 senedir burda olman önemli. Neden?
Yaratılan korku konusunda konuşurken Karim Matraf adlı Cezayirli bir yazar arkadaşım bana 'aynen Fransa'daki gibi orda da askerler silahla volta atıyorlar' deyip şaşırmadığını belirtmişti. Ben de şaşırmadım ilk duyduğumda çünkü malum İstanbul'da hele hele ortamın sıcak olduğu zamanlar İstiklal caddesi'ne çıkın ellerinde makinalı tüfeklerle volta atan çevik kuvvet görevlilerini görmek mümkün. Hatta aklımdan çıkmaz bir kaç sene önce İtalyan arkadaşlarla İstanbul'a gelince onları hostellerine yerleştirmek üzere İstiklal'de gezerken orayı burayı gösterip açıklama yapıyordum hızlı hızlı. Farkında olmadan arkamızdan bir polis minibüsünün bizi hostele kadar izlediğini anladık son anda. Hostelin sahibi içerden 'herşey yolunda' şeklinde işaret vermişti ki polisler hostelin önünden gitmişlerdi.
Sonra bir anda bu konunun bana neden dokunduğu aklıma geldi. İkinci kentim, evlatlık vatanım Torino'da da bunun olmasına için el vermiyordu. Ortalıkta polisler, askerler ve silahlar görmek istemiyordum. Kendimi bu kente, bu kentin insanlarına, geleceğine karşı sorumlu hissettim... Her ne kadar İtalya'da yaşayalı 10 sene olmadıysa da...
29 Temmuz 2008 Salı
10 senelik hassasiyet...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)