1 Eylül 2007 Cumartesi

İtalya sahilleri mezarlık

23/08/2006

Son bir haftadır deniz yolu ile İtalya'ya ayak basmaya calışan yasa dışı göçmenlerin sayısı 1000'i bulurken 75 kayıp ve 15 ölü var.
Son yılların en yüksek nicelikte göçmen akışına tanıklık olan güney İtalya sahilleri ve adaları bu sıcak yaz aylarında adlarını ölüm turizmiyle duyuruyorlar. Seçimler sonrası göreve gelen merkez-sol hükümetinin yaklaşık 400bin yasa dışı göçmene iş olanağı vereceğini açıklamasıyla Akdeniz kayıklar ve takalarla doldu.
Her zamanki gibi Libya üzerinden gelen ve çoğunluğunu Nijerya, Eritrea, Somali, Etiyopya ve Senegalli göçmenlerin oluşturduğu takalar günler süren yolculuk sonrası İtalya'nın Lampedusa adası yakınlarında radara yakalanıp sahil güvenlik görevlilerince karaya çıkartılıyor. Bazıları ise Malta deniz sınırına girme çabasındayken tespit edilip yakalanıyorlar.
Democratici di Sinistra(Solun Demokratları) Partisi Onursal Başkanı Massimo D'Alema'nın başbakanlığını yaptığı bir önceki dönemde görev yapan merkez-sol koalisyon hükümetinin yarattığı ve temellerini AB Şengen yasasından alan Turco-Napoletano sayesinde İtalya'da KBMler kuruldu. Kısa Süreli Barınma Merkezleri işte bu yasa dışı yollarla İtalya'ya gelmek isteyen göçmenleri denizde radarlarla tespit edip karaya getiren sahil güvenlik görevlilerinin eşliği sonrasında kimlik tespiti ve sınır dışı süreci için göçmenlere kısa zamanlı barınacak yer oluyor.
Siyasi iltica yasası bulunmayan tek AB ülkesi olan İtalya KBM içinde siyasi iltica başvurusunda bulunan göçmenlerin de taleplerini red etmesiyle ünlü. 1967 İsviçre anlaşması kriterlerini baz alan İtalyan devleti bu sayede anlamsız sebeplerle Nijerya, Afganistan, Türkiye ve Yakın Asya ile Güney Amerika ülkelerinde politik sorun öngörmediğinden dolayı KBMler'de siyasi başvuruda bulunan göçmenleri de sınır dışı etme hakkına sahip.
Uluslararası gelir farklılığının artması ve bölgesel savaşların sürekliliği ile bitmeyişi de hesaba katılınca artık göçmenlik kavramı yasa dışı yolculukla eşleşir duruma geldi. Işte bu noktada bir yarım ada olan ve Kuzey Afrika'ya adeta bağlı olan İtalya bu göç akışına ev sahipliği yapmak zorunda kalıyor. Her ne kadar yıllardır Libya ile diplomatik görüşmeler ve Gaddafi hükümeti ile anlaşmalar yapılmış olsa da yasa dışı göç süreci kanlı bir şekilde halen devam ediyor.
Geçen hafta cumartesi günü(12/08/2006) ilk büyük takaların gelmesi ile başlayan akım hergün yüzlerce göçmeni taşıyan kayıkların Lampedusa KBM'yi doldurup taşırması sonucuna kadar getirdi. Salı günü radara batarken yakalanan bir takadan ise 15 ölü ve 50 kayıp sonucu çıktı. Son günlerde de devam eden akım sonrası rakam 75 kayıba çıktı. Sicilya adasının çeşitli hastanelerinde yoğun bakımda olan onlarca göçmenin durumu da halen ciddiyetini koruyor.
Ortalama 5 ila 6 gün yolculuk yapan ve bu yolculuğun 2'inci gününde su ve yemeklerini bitiren göçmenler sıvı ihtiyaçlarını deniz suyu ile karşıladıklarından dolayı aşırı tuzlanan kan ve deri güneşle de karşılaşınca vücutta ciddi yanıklara sebep oluyor. Sahil güvenlik görevlileriyle birlikte müdahelede bulunan hekimlerin beyanına göre göçmenlerin çoğu sıvı eksiği veya yanık sebepli enfeksiyona maruz kalıyorlar.
Lampedusa KBM ise tamamen doldu. Son bir kaç yıldır hapishane kurarak ve sınır dışı politikası edinerek yasa dışı göçmenlik sorunu ile başa çıkabileceğini sanan hükümetler şimdi yeni bir KBM inşaasından bahsediyorlar. İtalya böyle giderse projelerin bitimi ile toplamda 20 KBMye ulaşarak bir AB rekoruna sahip olacak. Öte yandan ise ülkenin dört bir yanını kaplayan hapishane niteliğindeki bu merkezlerle yeni bir tutuklu-suçlu-tutsaklık kavramlarına ev sahipliği edecek yapıları politik terminolojiye sokmuş olacak.
Son günlerde yaşanan bu durum karşısında Ulaştırma Bakanı Bianchi acilen 10 milyon Avro'luk bir masraf paketine ihtiyaç duyulduğunu söylerken ayrılıkçı ırkçı parti Kuzey Ligi sözcüsü Calderoli ise sınırların kapatılması ve şiddet zeminli sahil güvenlik tedbiri alınmasını talep etti.
Hükümet halen yürürlülükte olan göçmenlik yasası Bossi-Fini'yi değiştirmek isterken iç muhalefeti ise yasanın tamamen kalkması yanlısı. Öte yandan hükümet koalisyonu üyelerinden Margarita ve Ulivo ise yasanın bazı değişikliklere taabi kalabileceğini ancak kaldırılamayacağında ısrar ediyor.

Hiç yorum yok: