1 Eylül 2007 Cumartesi

Yeni göçmenlik yasa tasarısı

19/12/2006

Merkez-sol hükümeti İç İşleri Bakanı Giuliano Amato'nun uzun zamandır yaptığı çalışmaların sonucu değerlendirilmeye başlandı.
İtalya'nın 3üncü büyük göçmen nüfusuna sahip Torino ilinde yapılan toplantı serilerinin ilkinde tahlil edilen ve tartışılan yeni göçmenlik yasa tasarısı yeniliklerle ancak birçok eksiklikle de dolu. Yaklaşık 100 kişinin katıldığı toplantı katolik yardımlaşma derneği SerMİG'in Porta Palazzo ana binasında yapıldı. Tavolo Immigrati(göçmenler masası), Torino Belediye'si, Rifondazione Comunista(yeniden kuruluş komunist) partisi ve Arci gibi birçok sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda göçmenin katıldığı toplantı 16 Aralık'ta gerçekleşti.
Toplantının açılışında yasa tasarısını ayrıntılı hukuki açıdan tahlil eden Av. Gianluca Vitale yaklaşık 1 saatlik bir konuşma yaptı. Yeni tasarının genel hatlarıyla gene eskileri gibi göçmeni sadece iş gücü olarak tanımladığını belirten Vitale bilhassa KBM'lerin(kısa süreli barınma merkezleri)kapatılması konusunda bir açıklama yapılmadığına dikkat çekti.
Yasa tasarısının genel başlıklarıyla özeti şöyle;
Bakan Amato'nun tasarısı da eski yasa gibi göçmenlerin İtalya'ya iş aramak amaçlı girme haklarını tanımıyor. Göçmenler İtalya'ya bir İtalyan iş veren tarafından çağırıldıkça girebilirler. Bu durum ise sadece bir kaç belirleyici sayesinde gerçekleşebiliyor. Eğer iş veren işçi aramak amacıyla yurt dışına gitmişse işçi seçme olasılığı var aksi halde işveren tatil sırasında bir işçi ile tanışmış ve onu işine almaya karar verir. Bu hayali olasılıklar haricinde iş veren yurt dışındaki İtalyan konsolosluklarına veya gene yurt dışındaki iş bulma kurulmlarına başvurarak işçi bulmaya çalışır. İş verenin bir şirket sahibinden öte bazı zamanlarda babasına bir bakıcı arayan basit bir yurttaş olduğunu düşünürsek bu tarz bir yöntem işe yaramıyor. Bu noktada küçük veya büyük çaplı işverene İtalya'daki işçi kurumlarına baçvurma şansı kalıyor ki bu noktada da konu yurt içindeki iş gücü ile alakalı oluyor. Bu durum da yurt dışından işçi girişi ile doğrudan bağlantılı değil.
Bu konu ile ilgili eklenen yeni alt başlık ise bir hayli ilginç. Yurt dışından getirtilen göçmen işçiden eğer iş veren memnun kalmazsa sözleşmede belirtilen deneme süreci sonrasında kurtulmak mümkün. İşçi ülkesine gönderilir ve yeni biri çağırılır.
Önceki yasalarda 6 ay olarak tanınan işsizlik süresinde İtalya'da kalma süresinin 1 yıla çıkartılması diğer önerilerden. Çalışma izni ile İtalya'da yaşayan göçmen çalışma sözleşmesibittikten 1 yıl sonraya kadar yeni bir iş aramak için oturma iznine sahip olabiliyor. Bu sürenin de bitmesi halinde göçmen ülkesine dönmek zorunda.
Tasarı yasa dışı göçmenlerle de ilgili yeniliklere sahip. KBMler'de bulunup sınır dışı edilen göçmenler halen yürürlülükte olan yasaya göre 10 yıl boyunca İtalya'ya girme yasağına taabi ancak yeni tasarıya göre süre 5 yıla indiriliyor. KBMler konusunda ise küçük bir yenilğe sahip olan tasarıda mevcut KBMler'in sınır dışı edilmesi gereken ve suç işlemiş olan göçmenler için kullanılması öngörülüyor. Öte yandan sicilinde suç bulunmayan yasa dışı göçmenler için ise yeni KBMler'in kurumu söz konusu.
Göçmenler yeni yasa tasarısı ile de kotalara taabiler. Eski yasaya göre kotalarda hafif artışın kaydedildiği tasarıda kotaların dağıtımında ise bir düzenleme söz konusu değil. Örneğin en son yurt dışından işçi getirmek için belirlenen 350bin kişilik kotanın dağıtımında bir kontrol uygulamayan hükümet bazı kentlerin hiçbir göçmen işçi talebinde bulunmamasını engelleyememişti. Yeni tasarıda da kanunun herkes için geçerli olduğu gerçeği göz ardı ediliyor.
Oturma izinlerinin yenilenmesi konusunda kontrol bu tasarıda da Polis’e ve Emniyet Müdürlüğü’ne bırakılmış durumda. Her ne kadar 11 Aralık tarihinden itibaren yaklaşık tüm İtalya’da Posta Ofisleri yenileme süreci için evrak toplama işlemini devralmış olsa da bu pilot uygulama yeni tasarıda yasalaştırılacak maddeler arasında bulunmuyor. Öte yandan oturma izni yenileme ve kontrol işlemleri halen İtalya’nın sadece kuzeyindeki bazı illerde belediyeye devredilmiş durumda.
Göçmen işçilerin aile bireylerini yanlarına aldırmaları konusunda ise eski yasaya bağlılık devam ediyor. Ailevi birleşimler halen sadece birinci dereceden yakınlar için geçerliyken iktisadi garanti söz konusu olsa da ikinci dereceden akrabalar ve diğer yakınların İtalya’ya getirilmesi konusunda ise herhangi bir yenilik yok. Bilindiği üzere sadece İtalya’da değil tüm Avrupa Birliği ülkelerinde göçmen kitleleri belarli iş sektörlerinde ve kentlerde yurttaşları ile birlikte yaşamaktalar. Torino ilinde Fas’ın belirli bir kentinden olan göçmenler bulunurken Modena kentinde ise Türiye Çorum’lu göçmenler bulunmakta. Bu tarz gruplaşma memleketliler arasında haberleşme ile oluşurken bu aynı yerli olan göçmenlerin araba olma olasılıkları pek tabii ki pek az. Böylelikle bu buluşmanın gerçekleşmesinin yasaya göre yasal olmayan yollardan oluşma olasılığı çok yüksek. Işte bu noktada da göçmenlerin yasal yollardan yer değiştirmesine ilişkin bir uygulama söz konusu değil.
Göçmenlerin İtalya’ya sadece iş aramak amacıyla gelmeleri konusunda ise sadece otosponsorizasyon bazlı bir çözüm söz konusu. Göçmen ülkesindeki İtalyan konsolosluğuna çalışma amacıya vize başvurusunda bulunduklarında evraklar arasında belirlenecek olan bir maddi varlığı(para) da beyan etmeleri gerekiyor. Bu durumda sorun para kazanmak için İtalya’da iş bulma hedefinde olan bir göçmenin bu paraya sahip olma imkansızlığı sorun olarak ortaya çıkıyor. Öte yandan uçak parası, vergiler, iş bulmak için geçirilen zaman vs. kaçak yollardan İtalya’ya gelen göçmenlerin harcamalarını ikiye katlıyor.
Bu yasa tasarısında da İtalya’da halen bulunan yüz binlerce yasa dışı göçmenin yasallaştırılması konusunda bir yenilik yok. Merkez-sol hükümetin çalışmaya başladığı ilk haftalarda 350bin olarak tanımlanan yurt dışından göçmen işçi getirtme tasarısı dabu noktada mevcut ihtiyacı karşılamış gibi gözükmüyor. Alınan bilgilere ve edinilen tecrübelere göre bu uygulamaya baş vuranların çoğu zaten İtalya’da bulunan yasa dışı göçmenler. Iş verenler ile ticari danışmaların berber hazırladıkları sahte evraklarla yurt dışında gösterilen göçmen kabul izni çıktığında ülkesine dönüp oradaki İtalyan konsolosluğu vasıtasıyla çalışma vizesine başvurmak zorunda. Böyelikle masrafların ve zamanın artığı bu durum en önemlisi yukarıda da belirtildiği gibi İtalya’da yaşayan yasa dışı göçmenlerin düzgün yollardan ve tamamen yasallaştırılmasını sağlamazken yurt dışından İtalya’ya girme imkanı doğan göçmenlerinde kotalarını engelliyor.
Yasa tasarısı, halen yürürlülükte olanı gibi ROM etnik kökenli göçmenlere bir açıklık kazandırmıyor. Bilhassa eski Yugoslavya yurttaşı olup savaş sırasında İtalya’ya gelmiş olan göçmenler bir kimlik kartına sahip olsalar da şu anda mevcut olmayan bir devletin yuırttaşlarılar. Böylelikle geri dönüş için ne Sırbistan, ne Bosna ne de Hırvatistan’a kabul edilmeyen bu göçmenler İtalya’dan sınır dışı edilemiyorlar. Öte yandan oturma izni olmadan yakalandıklarından dolayı sınır dışı edilme ile cezalandırılmaları gerektiğinden dolayı da emniyet tarafından oturma izni almaları engelleniyor.
Oturma izni ve oturma kartı belgelerinin gelirle bağlantılı olması konusu da bu tasarıda çözüme kavuşmuş gözükmüyor. Belirli bir gelire sahip göçmenlerin edinebileceği en az 3 en fazla 10 yıllık oturma izni anlamına gelen oturma kartı böylelikle düşük gelirlilere ve işsizlere verilemiyor. Bu noktada da göçmenlerin arasındaki hak farklılığı iktisadi sartiarla doğru orantılı tanımlanıyor. Pek tabii ki yaş faktörü de bu konuda sorun ifade ediyor. Örneğin emekliliğe hak kazanmamış ancak ileri yaşlarda İtalya’ya çalışmaya gelen göçmenler ilerleyen yaşlarından dolayı işsiz kaldıklarında öncelike oturma kartına sahip olamıyor ardından ülkelerine geri dönme riski ile yüz yüze kalıyor ve ardından da ne İtalya’da ne de kendi ülkelerinde emekliliğe normal yaşta hak kazanabiliyorlar.
Göçmenlerin suç işlemeleri ve hapis cezasına çarptırılmaları durumunda cezanın bitiminde sınır dışı edilemeleri konusunda da tasarıda bir yenilik söz konusu değil. Herhangi bir İtalyan yurttaşı ile aynı suçu işlemiş ve aynı cezayı almış bir göçmen hapis cezası bitiminde İtalyan yurttaşına tanınan sosyal yardım ve yönlendirme hizmetlerinden yararlanamıyor. Bu noktada yıllar boyu süren çalışma, uyum ve harcanmış süre ile ödenmiş vergilerin anlamı kalmıyor.
Italya’da ailesi sayesinde doğan, bulunan, okuyan veya çalışan 18 yaşının altındaki çocuklar için de tasarıda yeni bir değişiklik yok. Halen uygulamada olan yasa İtalya’da doğan çocukların yurttaşlığa geçmelerini öngörmüyor. 5 yaşına varan çocuk oturma martini almaya sadece ailesi oturma kartına sahipse hak kazanıyor. Oturma kartının maddi değerlere bağlı olduğu düşünülürse bu durum tamamen iktisadi yapıya bağlı ancak çocuğun İtalya’da doğmuş olmasına değil. Öte yandan 18 yaşına gelen çocuğun isteğine bağlı olarak edinebileceği yurttaşlık hakkı da aile mensuplarından en azından birinin oturma kartına sahip olup olmamasına bağlı. Eğer çocuk 18 yaşında bu duruma sahip olmayan bir aileye aitse ya çalışma ya da okuma izni edinmesi gereken bir bağımsız bireye dönüşüyor.
Avrupa Birliği dışından gelen göçmen üniversite öğrencileri ise yeni tasarıda da sağlık hizmetini ücret karşılığında edinme hakkına sahipler. Haftada en fazla 20 saat çalışma hakkına sahip öğrenciler bu durumda işçi haklarını edinmiş olsalar da sözleşme ardından işsizlik hakkına sahip değiller. Öğrenciler iş ve işçi bulma kurumu vasıtasıyla iş bulma hakkına da sahip değiller.
Kısacası birkaç yeni düzenleme haricinde KBM ve oturma izninin iş sözleşmesi ve gelirle bağlılığı başta olmak üzere bir çok konuda yeniliğe sahip olmayan yasa tasarısı Ocak 2007’de öneri halini alacak. Bu süreçte bakan Amato’nun göçmenler ve derneklerden gelen tavsiyelere ses vermesi bekleniyor.

Hiç yorum yok: